Durum Analizi:

Etiyopya, Sahra altı Afrika’da AIDS’ ten ciddi biçimde etkilenen en kalabalık ikinci ülkedir. 2005 yılının ortalarında Etiyopya’nın nüfusu 73 milyona ulaşmıştır ve nüfusun 2025 yılına kadar yıllık %2’nin üzerinde bir hızla artmaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Etiyopya’nın nüfusunun %43’ü 15 yaşın altında olmakla birlikte kırsal nüfus, toplam nüfusun %84’ünü oluşturmaktadır.

2005 yılında yapılan tahminlere göre ülkedeki 1.320.000 kişi HIV/AIDS ile yaşamaktadır; bunların 634.000 kadarı kırsal alanlarda, 686.000 kadarı ise şehirlerde yaşamaktadır. 15 – 29 yaş grubunda HIV/AIDS taşıyan kadın sayısı, bu virüsü taşıyan erkek sayısından fazladır. Otuz yaş üstündeki kesimde ise HIV/AIDS virüsü taşıyan erkek sayısı daha yüksektir.

Aynı şekilde tahmin edilmektedir ki; toplam 137.500 yeni AIDS vakası ve 128.900 HIV virüsü bulaşma vakası görülmüştür. Bunlardan 30.300 kadarı HIV pozitifli doğum vakaları olmakla birlikte 134.500 kişi AIDS yüzünden ölmüştür. Tahminlere göre 0–14 yaş grubunda AIDS yüzünden annesini kaybetmiş 529.800; babasını kaybetmiş 464.500 ve hem annesini hem de babasını kaybetmiş 250.200 çocuk bulunmaktadır. 2005 yılında görülen 141.000 tüberküloz vakasının %32’si HIV/AIDS yüzünden oluşmuştur. AIDS 15–49 yaş arasındaki yetişkinlerin ölüm nedeni olarak %34’lük bir orana sahiptir ve şehir nüfus içinde bu oran %66,3’tür. 1998 mali yılında (Temmuz 1, 1997- Haziran 30, 1998) kayıtlı 564.351 VCT müşterisinin % 13,7’sinde HIV virüsü pozitif çıkmıştır ( %15,7 kadın nüfusu içinde ve %11,6 erkekler arasında).

L’Afrique est en pleine  ébullition en ce début de 21ème siècle. On connaît déjà la crise multiforme qui secoue  cet espace depuis la période des indépendances. L’on déplore ici et là, des dynamiques différentes, la dégradation politique, économique et  socio - sanitaire de la majeure partie des pays de l’Afrique centrale. Aujourd’hui la crise des  Grands lacs s’est particularisée sur le continent africain entraînant  des graves crimes contre l’humanité, lesquels crimes ont affecté le vécu quotidien des populations et réduit les chances des investissements du secteur privé.  

Actuellement, le  paludisme, la poliomyélite, la trypanosomiase, le choléra, la tuberculose et  les maladies diarrhéiques pour ne citer  que ces quelques cas sévissent  et causent beaucoup de dégâts dans plusieurs communautés.  Ces pathologies  présentent une menace contre la santé  et constituent un frein   au  développement de l’Afrique Centrale. A ce fardeau est venu s’ajouter  le coût dévastateur  du VIH / sida dont les conséquences  risquent de compromettre tous les efforts consentis pour promouvoir le développement durable  et atteindre les objectifs  du millénaire pour le développement (OMD). Ces maladies transmissibles mettent  la santé des communautés  en  péril et sont responsables d’un tiers de décès environ à travers le monde et l’Afrique


Notre  communication, voudrait répondre à la  question suivante : quelle est la place de l’aide au développement  dans  la résolution de problèmes de santé en Afrique centrale?  Le cas de la République Démocratique du Congo servira d’illustration  de la situation ci-haut décrite. Cette question  mérite une réflexion et un regard croisé d’anthropologues, des sociologues et des spécialistes de la santé pour donner des orientations pratiques.  Pour y parvenir, nous avons jugé utile d’examiner tout d’abord  les causes de  dégradation de l’état de santé  en Afrique particulièrement en R.D.Congo.



Tamanı için tıklayınız
Genel Durum

Etiyopya 1,1 milyon km2 yüzölçümü ile Afrika Boynuzu olarak da bilinen coğrafyada yer almakla birlikte  tahmini olarak sahip olduğu 70 milyonun üzerindeki nüfusuyla Nijerya’nın ardından Sahra altı Afrika bölgesinin en kalabalık ikinci ülkesi konumunda yer almaktadır. Nüfustaki kadın/erkek oranı karşılaştırıldığında bu alandaki göstergelerin neredeyse aynı oldukları görülmektedir. Erkeklerin toplam nüfus içindeki oranı %50,1 iken, kadınların oranı %49,9’dur. Ülkedeki ilköğretime devam yaşı 7- 14 yaş sınırını kapsamaktadır. 2004–2005 öğretim yılında bu kategorideki öğrenci sayısı 14,3 milyon olmuştur. Aynı dönemde resmi eğitim kurumlarında kayıtlı olan söz konusu 14,3 milyon öğrencinin %55,9’u erkek, %44,1’i kız öğrencilerden oluşmuştur.  Yapılan tahminlere göre 2009–2010 döneminde ülkenin toplam nüfusunun 81,3 milyona ulaşması beklenmektedir.  Etiyopya kültürüyle, lehçeleriyle ve topografyasıyla çok çeşitli bir ulus niteliğine sahiptir. Nüfusun %85’i kırsal kesimlerde yaşamakla birlikte, söz konusu kesim, yağmura dayalı tarıma bağımlı durumdadır. Gayri Safi Milli Hâsıla’nın %42,1’i tarım sektörü tarafından sübvanse edilirken, şehir merkezlerinde yaşayan nüfusun oranı yalnızca %15’tir. Etiyopya kişi başına düşen yıllık 100 dolar ile gelir açısından dünyanın en yoksul ülkelerinin başında gelmektedir. Ulus-devlet olarak Etiyopya’nın uzun bir siyasi tarihi bulunmakla birlikte, yönetim biçimi 1974 yılına kadar monarşi olmuştur. Söz konusu tarihten günümüze doğru gelindiğinde, yaklaşık yirmi yıllık süreçte sosyalist bir programı benimsemiş askeri bir yönetimin 1991 yılına kadar ülkeyi idare ettiği, o tarihten günümüze kadar olan süreçte ise federal bir yönetimin iktidarda bulunduğu görülmektedir. Ülkede halen dokuz eyalet yönetimi ve iki meclis bulunmaktadır. Etiyopya’nın ulusal para birimi olan Birr’in cari değerine bakıldığında 8,70 Birr’in 1 dolara karşılık geldiği görülmektedir.

L’éducation se porte mal en Afrique centrale. C’est une litote. Ce constat qui est fait depuis plusieurs années, ne souffre d’aucune contestation. Selon l’Institut des statistiques de l’UNESCO (Organisation des nations-unies pour l’éducation la science et la culture), sur 19 pays africains sur les 44 que compte l’Afrique sub-saharienne où plus de la moitié des enfants ne terminent pas le cycle primaire, au moins six appartiennent à la (CEEAC)(1) Communauté économique des Etats de l’Afrique centrale. Il s’agit du Centrafrique, du Tchad, de la Guinée Equatoriale, de Sao Tomé et Principe, de la République démocratique du Congo et du Burundi. L’enseignement primaire et secondaire a pourtant connu un développement important qui s’est traduit par au moins un doublement des effectifs dans chaque pays ces quinze dernières années.
Quant à l’enseignement supérieur, il a aussi connu un développement important. On dénombre, aujourd’hui, une soixantaine d’universités dans les pays d’Afrique centrale contre une quinzaine à peine il y a une vingtaine d’années. Mais malgré cet effort, l’offre universitaire dans tous les domaines n’arrive pas à répondre aux besoins de la société ni sur le plan de la quantité et encore moins de la qualité.