TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY ve TASAM Afrika Enstitüsü Direktörü Doç. Dr. Ahmet KAVAS, 9-14 Ağustos tarihleri arasında Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da bir dizi temaslarda bulundu.

4-6 Aralık 2007  tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek ve ana temasını “Afrika Birliği”nin oluşturduğu “III. Türk-Afrika Kongresi”nin hazırlık çalışmaları kapsamında gerçekleşen ziyaret sırasında, Afrika Birliği Komisyon Başkanı Prof. Dr. Alpha Omar KONARE, TASAM Heyeti’ni kabul ederek 2005’ten bu yana TASAM’ın Afrika konusundaki faaliyetlerinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Kabul sırasında, “III. Türk-Afrika Kongresi” ve yine TASAM tarafından 2008 yılında İstanbul’da Afrikalı düşünce ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla icra edilmesi düşünülen uluslararası toplantının ana çerçevesi değerlendirildi.

Türkiye Cumhuriyeti Addis Ababa Büyükelçiliği yetkililerin de TASAM Heyeti’ne eşlik ettiği bir dizi toplantı da ise yukarda bahsi geçen  faaliyetlerin olgunlaştırılması için yararlı temaslarda bulunuldu.

Temaslar sırasında, bir araya gelen “Etiyopya Uluslararası Barış ve Kalkınma Enstitüsü” (EIIPD) Başkanı Prof. Kinfe ABRAHAM ve TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY, Türk ve Etiyopya halkları arasındaki karşılıklı anlayış ve dostluk bağını geliştirme niyeti ve kurumsal dostluk ilişkilerini teşvik etmek üzere, “İşbirliği Mutabakat Belgesi”ne imza koydular.

“Afrika Ülkeleri- Türkiye Diplomatik Temsilcileri Stratejik Ortak Vizyon Geliştirme Projesi” kapsamında iki ayda bir icra edilen periyodik toplantıların dördüncüsü olan “Afrika Ülkeleri- Türkiye Ekonomik İlişkileri” başlıklı Çalıştay, 31 Ekim Çarşamba akşamı Ankara Limak Ambassadore Butik Otel’de icra edildi.
Toplantıda sırasıyla T. C. Dışişleri Bakanlığı Afrika ve Doğu Asya İkili Siyasi İşler Genel Müdürü Büyükelçi Süha Umar, T. C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Afrika Ülkeleri ve Bölgesel Kuruluşlar Dairesi Başkanı Attila Gökhan Kızılarslan ve İTO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Çınar konuya ilişkin birer sunum gerçekleştirdiler.
Büyükelçi Süha Umar, konuşmasının ilk bölümünde Afrika’nın genel yapısına ve tarih boyunca yaşamış olduğu sıkıntıların günümüze yansımalarına değinirken, köle ticaretinin Afrika uluslarına büyük zarar verdiğini, savaşların ve kabile savaşları olgusunun altında da köle ticaretinin yatmakta olduğunu ifade etti. Bölge dışı güçlerin, Afrika uluslarının zayıflıklarından faydalanmalarının, kıtadaki kaynakların sömürülmesine neden olduğunun altını çizen Büyükelçi, bölge ülkelerinin kendi kaynaklarını kullanamamalarının yıllar boyunca önemli bir sorun teşkil ettiğini belirtti. Buna karşın, yakın geçmişte kıtada yaşanan olumlu gelişmelerin gözden kaçırılmaması gerektiğini, artan bilinçle birlikte kıta ülkelerinin Afrika Birliği Örgütü’nün etrafında birleştiklerini, demokrasi, ekonomik ve siyasi yönde başarılı adımlar atıldığını ifade eden Büyükelçi Umar, Türkiye’nin de 2005 yılında söz konusu örgüte gözlemci üye sıfatıyla katıldığını hatırlattı.
Afrika üzerinde artan uluslararası rekabetin kıta ülkeleri açısından avantajlı ve dezavantajlı olmak üzere iki tür sonuç doğuracağını belirten Büyükelçi Umar, Afrika ülkelerinin bu rekabet ortamından gerektiği şekilde istifade etmeleri durumunda olumlu kazanımlar elde edeceklerini, aksi takdirde yeni sıkıntıların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olacağını söyledi.
Büyükelçi Umar, Türkiye’nin Afrika’ya olan ilgisinin tarih boyunca olumlu yönde olduğunu, ilişkilerin karşılıklı çıkar, saygı ve işbirliği temeline dayalı ilişkiler olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmasının son bölümünde geçici adımlardan ziyade, Afrika’yla işbirliği içerisinde kalkınmaya ve sorunların çözümüne katkıda bulunmayı amaçladıklarına değinen Sayın Umar, TİKA’nın bu ilişkilerdeki rolünün önemli olduğunu belirtti.
Toplantıda ikinci sunumu gerçekleştiren DTM Afrika Ülkeleri ve Bölgesel Kuruluşlar Dairesi Başkanı Attila Gökhan Kızılarslan, dünyadaki iktisadi liderlik mücadelesinin savaş ve refah çevrelerini ortaya çıkardığını belirterek, iktisadi güç ve liderliğin, doğudan batıya doğru ilerleyen bir hareket olduğunu, bunun da tarihe bakıldığında açıkça görülebileceğini, Çin, Pers ve Osmanlı İmparatorlukları’nın sahip oldukları iktisadi güç ve liderliğin, Rönesans’tan itibaren Avrupa’da, 1. Dünya Savaşı sonrası ABD’de ve günümüzde ise Asya- Pasifik arasında olduğunu ifade etti.
Afrika kıtasındaki ekonomik taleplerin ötelenmesinin ve kıtanın çeşitli olanaklardan mahrum bırakılmasının altında beşeri sermaye eksikliğinin ve dış güçlerin etkisinin yattığının altını çizen Kızılarslan, kıtada son dönemde siyasi istikrar arayışlarının, ticaretin geliştirilmesine yönelik politikaların arttığını, uluslararası kuruluşların ve bölge dışı ülkelerin donör olma faaliyetlerininse kalkınma yardımları aracılığıyla kısa vadede etkin olduğunu ancak orta vadede bu durumun, Afrika ekonomisini tembelleştirme tehdidine neden olacağını ifade etti.


Kızılarslan, ülkenin azalan rekabetçi gücünün Afrika’da yeniden artmaya başladığını belirterek, kıtaya teknoloji transferinin amaçlarından biri olduğunu, bu konudaki tecrübelerin Afrika’ya aktarılmasının mümkün olduğunu söyledi. Aradaki yasal altyapının oluşturulmasının önemine de değinen Kızılarslan, Afrika ülkeleriyle Çifte Vergilendirmenin Önlenmesine ve Yatırımların Karşılıklı Teşvik Edilmesine yönelik anlaşmalar yaptıklarını TİKA’nın da dış teknik yardımlar konusunda önemli bir enstrüman olduğunu, Afrika ülkelerini DTÖ’ ye tam üyeliklerinin desteklenmesinin önem arz ettiğini, buna karşın Afrika’daki müşavirlik firmalarının da desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
2003 yılında kıtayla 5,5 milyar dolar olan ticaret hacminin 2006 yılında 11,9 milyar dolar olduğunu, 2007 sonunda bu rakamın 15,6 milyar dolar olmasını beklediklerini, 2013 yılında ise 30 milyar doların üzerine çıkılması hedefinin olduğunu belirten Kızılarslan, yakın zamana kadar bölgeye yatırımı sıfır olan Türkiye’nin 2006 yılı sonu itibariyle Sahra altı Afrika bölgesinde 500 milyon dolarlık bir yatırıma ulaştığını, bu rakamın 2013 yılında 7 veya 8 milyar dolar düzeyine ulaşmasının hedeflendiğini belirtti. Konuşmasının sonunda Dışişleri Bakanlığı, DTM ve TİKA arasında çok iyi bir koordinasyonun bulunduğunu ifade eden Sayın Kızılarslan, TUSKON’la birlikte gerçekleştirdikleri Dış Ticaret Köprüsü toplantılarının ithalata ve ihracata olumlu katkılar sağladığını belirterek sözlerini noktaladı.
Toplantıdaki üçüncü ve son sunumu gerçekleştiren İTO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Çınar, Afrika’daki yeni pazar ve iş imkânlarının önemine değinirken, Afrika ülkeleriyle artan dış ticaret trafiğinin son derece memnuniyet verici olduğunu kaydetti.
Dış ticarette Sahra altı Afrika’nın önemine atıfta bulunan Çınar, Senegal, Mali, Fildişi Sahili ve Gana örneklerinde bunun faydalı yansımalarının göründüğünü belirterek, bu ülkelerin gerek bulundukları konum gerekse ekonomik potansiyelleri bakımından ihmal edilmemeleri gerektiğini ifade etti. İnşaat alanının da bölge açısından önemli bir fırsat olduğunu, buralarda yatırım yapmak isteyen firmalara önemli teşvikler sağlandığını hatırlatan Çınar, söz konusu ülkelerde düzenlenen fuarların da ticari ilişkilerin gelişimi açısından büyük önem arz ettiğine atıfta bulundu.
Afrika’yla stratejik ortaklığın önemli olduğunu belirten Çınar, Türkiye’nin sömürgeci bir anlayışa sahip olmasının kendisine önemli bir ayrıcalık ve avantaj sağladığını kaydetti.
Sunumların ardından söz alan konuklar konuya ilişkin görüş ve önerilerini dile getirirlerken, toplantının son bölümünde 4–6 Aralık 2007 tarihlerinde TASAM Afrika Enstitüsü tarafından düzenlenecek 3. Türk- Afrika Kongresi’nin hazırlıklarında gelinen son nokta TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY tarafından değerlendirilirken, Afrika Diplomatik Grubu üyesi ülkelerin temsilcilikleri de karşılıklı işbirliğinin artması yönündeki temennilerini ifade ettiler. 

Afrika ülkeleri- Türkiye Diplomatik Temsilcileri Ortak Stratejik Vizyon Geliştirme Projesi” kapsamında icra edilen “Afrika Ülkelerinde Kalkınma Yardımları ve Türk Sivil Toplum Kuruluşları” konulu 3. Afrika Çalıştayı, Tasam Afrika Enstitüsü tarafından 6 Eylül Perşembe akşamı Ambassadore Otel’de gerçekleştirildi.

Toplantıya Ankara’daki 10 Afrika ülkesinin diplomatik heyetlerinin yanı sıra başta T.C. Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere çok sayıda kamu kuruluşu ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.


İlk bölümde TİKA Başkan Yardımcısı Mustafa Şahin ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Vekili Hüseyin ORUÇ, kurumlarını temsilen Afrika ülkelerindeki faaliyetlerine yönelik birer konuşma yapmışlardır.Bu bölümde konuşmacı olan Deniz Feneri Derneği genel Sekreteri aynı gün mazeret bildirerek Kızılay Genel Müdürü ise mazeret bildirmeden toplantıya iştirak etmemişlerdir.Toplantının ikinci bölümünde katılımcılar görüş ve önerilerini dile getirmişlerdir. Bu bölümde TİKA’nın Türk Dış Politikasının en önemli enstrümanlarından biri olduğu ifade edilirken, TİKA’nın Afrika’daki temsilcilikleri ve elçiliklerimiz aracılığıyla bölgeyi yakından izlediği, sağlık projeleri ve yardm kampanyaları vasıtasıyla ihtiyaçların giderilmesi konusunda aktif çalışmalar yürüttüğü vurgulanmıştır.
Türkiye’nin 2005 yılından bu yana UNDP tarafından MENA projesi kapsamında yürütülen çalışmalara destek verdiği belirtilmiştir. Toplantıda yapılan kalkınma yardımlarından ziyade, Türkiye’deki ve Afrika’daki sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği konusunun büyük önem arz ettiği ifade edilirken, Türkiye’den yapılan yardımların etkinliğinin arttırılması için karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesinin önemine atıfta bulunulmuştur.


Afrikalı diplomatik temsilciler, kendilerinin Türkiye’nin işbirliği çabalarını takdirle karşıladıklarını, Türk hükümetinin ve TİKA’nın işbirliği konusunda büyük çaba sarf ederek önemli bir görev üstlendiklerini dile getirmişlerdir. TİKA’nın bu konuda Afrika’nın çeşitli bölgelerinde faaliyet göstermesinin ve hükümetlerin yetkilileriyle görüşerek bu hususlarda neler yapılabileceği konusundaki çalışmalarının memnuniyetle izlendiği, bunun da gerçek bir işbirliği olarak ifade edilebileceği vurgulanmıştır.

Karşılıklı işbirliğinin henüz istenen düzeye ulaşmadığı ancak son iki yıldaki kayda değer gelişmelere bakıldığında, işbirliğinin yakın gelecekte çok daha ileri boyutlara ulaşacağı konusunda umutlu olunduğu ifade edilmiştir.

Toplantının son bölümünde ise TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY, TASAM Heyetinin 9- 14 Ağustos tarihleri arasında Addis Ababa’da Afrika Birliği Komisyonu Başkanı ve yetkilileriyle gerçekleştirdiği temaslar konusunda değerlendirmelerde bulunmuştur.


Afrika kıtasıyla 20. yüzyıl başlarında ülkemizin sahip olduğu sıkı tarihî bağlar çeşitli nedenler dolayısıyla azalmıştır. Aynı asrın son çeyreğinde belli bir seviyeye getirilen ilişkilerimiz ise henüz yeterli seviyede değildir. Uluslararası gelişmelerin büyük bir hızla devam ettiği dünyamızda, Afrika kıtasında yaşanan ve bazen hepimizi de etkileyecek sonuçlar doğuran olaylar yakından takip edilip hakkıyla analiz edilememektedir.

TASAM Afrika Enstitüsü’nün amacı; Afrika’daki gelişmeleri takip ederek, Türkiye’nin kıta ülkeleriyle ikili, bölgesel ve çok taraflı ilişkilerine; tarihi, kültürel, siyasi, iktisadi, sosyolojik ve jeopolitik yapısına yönelik bilimsel incelemeler, araştırmalar, analizler ve değerlendirmeler yaparak karar alıcılara, bu kıtaya ilgi duyan iş dünyasına, akademik çevrelere, dinamik, etkin çözümler ve karar seçenekleri sunmaktır.

Afrika konusunda bilgi edinmek ve geleceğe yönelik vizyon geliştirmek amacıyla TASAM Afrika Çalışma Grubu Afrika’ya Açılım Yılı ilan eden Türkiye’nin bu yöndeki hedeflerine uygun bir Afrika Raporu–2005 2005 yılını yayınlamıştır. Ayrıca Osmanlı-Afrika İlişkileri ve Yeni Yüzyılda Afrika kitaplarının yanı sıra TASAM tarafından süreli olarak çıkarılan Stratejik Öngörü Dergisi’nde ve TASAM’ın web sayfasında Afrika konusunda yerli ve yabancı akademisyenlerin makaleleri yayınlanmaktadır.

Bu amaç doğrultusunda TASAM, ilki 23–24 Kasım 2005 tarihleri arasında İstanbul’da “Yükselen Afrika ve Türkiye” konusuna yönelik olarak Birinci Uluslararası Türk-Afrika Kongresi’ni düzenlemiştir. Kongrenin ardından “Yükselen Afrika ve Türkiye” kitabı ile kongre sonuç raporu yayınlanmıştır.

İkinci Uluslararası Türk-Afrika Kongresi 12–13 Aralık 2006 tarihlerinde İstanbul’da “Türkiye ve Sahra altı Afrika’daki Yatırım İmkânları, Kalkınma ve İşbirliği” başlığı altında gerçekleştirilmiştir. Kongre sonuç raporu ve kitabının hazırlık çalışmaları devam etmektedir.

Üçüncü Uluslararası Türk-Afrika Kongresi ise 2007 yılının Aralık ayında gerçekleştirilecektir. TASAM Afrika Enstitüsü her yıl bu kongreyi düzenlemek suretiyle geleneksel hale getirecektir. Ayrıca orta ve uzun vadede bu kongrenin hükümetler arası zirvelere dönüşmesi de hedeflenmektedir.

Gelişen süreçte Türkiye-Afrika ilişkilerinin stratejik gelişimine katkıda bulunmak amacıyla TASAM, Afrika ülkeleri büyükelçilerinin, Türk hükümeti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilmek üzere “Afrika ülkeleri –Türkiye Diplomatik Temsilcileri Stratejik Ortak Vizyon Geliştirme” adı altında bir proje geliştirmiştir.

İki ayda bir workshop olarak düzenli toplantıların yapılmasını kapsayan projenin ilk toplantısı 4 Nisan 2007 tarihinde Ankara’da yapılmıştır. Toplantıya planlamaya uygun olarak Ankara’da büyükelçilik düzeyinde temsil edilen 10 Afrika ülkesinin Mısır, Libya, Cezayir,  Fas, Tunus, Sudan, Nijerya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Etiyopya ve Senegal ülkelerinin büyükelçi ve temsilcileri ile Dışişleri Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı TİKA, Türkiye İhracaatçılar Meclisi TİM, Dış Ticaret Müsteşarlığı DTM, Milli Eğitim Bakanlığı MEB, Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi DEİK, Devlet Planlama Teşkilatı DPT ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla Hilton otelinde başarı ile icra edilmiştir.