“Afrika Ülkeleri- Türkiye Diplomatik Temsilcileri Stratejik Ortak Vizyon Geliştirme Projesi” kapsamında iki ayda bir icra edilen periyodik toplantıların beşincisi olan “Afrika Ülkeleri- Türkiye Kültürel İlişkiler ve İletişim” başlıklı Çalıştay, 3 Ocak Perşembe akşamı Ankara Limak Ambassadore Butik Otel’de icra edildi.
Toplantıda T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Cemal TEKKANAT, İngiltere’den New African dergisi editörü Baffour ANKOMAH ve Fransa’dan BBC Muhabiri Aboubacar ISSOFOU konuya ilişkin birer sunum gerçekleştirdiler.
Sayın ISSOFOU toplantının açılış konuşmasında medyadaki zorluklardan bahsetti. Özellikle Fransa’da Afrikalı vatandaşların birçok sorunla karşılaştığı ve genelde Afrikalı imajının olumsuz yönde ele alındığını değindi. Bu anlamda Afrika kökenli vatandaşların bulundukları ülkelerde eğitim, iş kurma ve hayatın diğer alanlarında diğerleri ile eşit haklara sahip olmamasını dile getiren ISSOFOU bunun düzeltilmesi için medyanın önemli bir araç olduğuna değindi. Özellikle eğitim konusunda çarpıcı örnekler vererek, eğitim amaçlı Fransa’da bulunan Afrikalı öğrencilerin insanlık dışı muamele gördüğünü dile getirdi. Bu anlamda Türkiye’nin sunduğu bursların olumlu olduğunu ve Afrikalı öğrencilerin eğitim amaçlı olarak Avrupa’ya gitmesi yerine Türkiye’ye gelmelerini tercih ettiğini ifade ettiler.
Değinilen diğer bir konu ise Afrika ile ilgili yapılan programlarda, sürekli olarak oradaki açlığa, sıkıntılara vurgu yapmak için medyada rahatsız edici çarpıcı imajların kullanılması olmuştur. ISSOFOU bundan rahatsızlık duyduğunu ve Afrika tanıtımında olumsuz bir yön oluşturduğunu söylemiştir. Bu çerçevede Türkiye-Afrika ilişkilerinin önyargılardan uzak ve yapıcı bir yaklaşım sergilediğini söyleyerek bu ilişkilerin daha da geliştirilmesi için bu tarz ortak toplantıların önemli olduğunu ve desteklendiğini ifade etmiştir.
Çalıştayda daha sonra T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından Sayın Cemal TEKKANAT sunumunu yaptılar. Afrika ile ilgili yapılanmaların gelecekteki daha iyi ilişkiler için bir altyapı teşkil ettiğini belirten Sayın TEKKANAT, 1960 yılından günümüze kadar kültürel alanda birçok anlaşma yapıldığını ve bu çerçevede birçok etkinlik gerçekleştirildiğini belirttiler. Batıda oluşan islamofobia yüzünden Afrikalı turistlerin artan bir ivme ile Türkiye’yi tercih ettikleri ve bu sektörün Türkiye ile Batı arasındaki ticari rekabette önemli bir artı olduğunu dile getirdiler. Bu alanın önemli olduğu çünkü tarihsel yakınlık ve bağlar sebebi ile Afrikalı turistlerin ülkemize gelmekten memnun oldukları da önemli bir ayrıntıdır. Bu çerçevede Turizm ve kültür Bakanlığı’nın bu tür projelere her zaman destek vereceği ve ilişkileri daha da ileriye götürmek için tüm gayretlerin gösterileceği vurgulanmıştır.
Çalıştayda son olarak New African dergisinin editörü Baffour ANKOMAH sunumunu gerçekleştirdi. Kendisi tarihten günümüze kadar yazılı basında Afrika hakkında çıkan olumsuz betimlemelere örnekler verdi. Medyanın sınırlı olmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi olarak ta ulusal çıkarları göstermiştir. Kendileri Afrika hakkında medyada çıkan çarpıcı haberlerden örnekler sunmuş ve bunların Afrika imajı üzerinde nasıl yıkıcı etkiler yaptığına değinmiştir. Bu çerçevede bu alanın kullanılması gerektiğini ve Afrikalıların kendi yayınlarını çıkararak kıtanın gerçeklerini insanlara ifade edilmesini önermiştir.
Sunumlardan sonra söz alan Sayın Büyükelçi Ali Engin OBA, görev yaptığı süre içerisinde Afrika’daki izlenimlerini aktardı ve o bölgelerde yaptıkları hizmetlerden örnekler vererek aslında ihmal edilmiş olan bu konunun önemine değindi. Özellikle sanat alanında Afrika’nın büyük potansiyele sahip olduğunu belirten Sayın Büyükelçi neler etkinlikler düzenleyerek bu alanda önemli işler yapılabileceğini aktardı. Daha sonra söz alan Sayın Büyükelçi Kenan TEPEDELEN, özellikle Afrikalı öğrencilere verilen burslar ve bunların önemine değindi. Afrika Dairesi olarak konunun öneminin bilincinde olunduğu ve gerekli çalışmaların yapıldığı ifade edilirken, bu tarz çalıştayların olumlu etkisinden bahsettiler. T.C. Dışişleri Bakanlığı İkili siyasi İlişkiler Daire Başkanı Ferda AKKERMAN, öğrencilere sağlanan burslar ve bunların kullanım oranları ile ilgili ayrıntılı bilgiler sundular.
Sunumların ardından söz alan konuklar konuya ilişkin görüş ve önerilerini dile getirirlerken, toplantının son bölümünde TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY tarafından genel bir değerlendirme yapılarak, Afrika Diplomatik Grubu üyesi ülkelerin temsilcilikleri de karşılıklı işbirliğinin artması yönündeki temennilerini ifade ettiler.
I. ÇALIŞTAY için TIKLAYINIZ.
II. ÇALIŞTAY için TIKLAYINIZ.
III. ÇALIŞTAY için TIKLAYINIZ.
IV. ÇALIŞTAY için TIKLAYINIZ
V. ÇALIŞTAY için TIKLAYINIZ.
Afrika Birliği- Sivil Toplum Kuruluşları Ön Zirve Toplantısı 17- 19 Ağustos 2008 tarihlerinde Mısır’ın Sharm El Sheikh kentinde gerçekleştirildi.
TASAM Afrika Enstitüsü’nün de gözlemci olarak katıldığı ve TASAM Ankara temsilcisi Emekli Büyükelçi Doç. Dr. Ali Engin Oba ve Afrika Enstitüsü Direktör Yardımcısı Ufuk Tepebaş tarafından temsil edildiği toplantının ana temasını “su ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi” konusu oluşturdu.
Toplantının açılış bölümünde 2002’den bu yana Afrika Birliği’nin kıtanın kalkınmasına yönelik etkin politikalar izlemeye başladığı kaydedilirken, barış ve refah için hükümetler ve STK’lar arasında yakın ilişkilerin tesisinin önemi üzerinde duruldu.
Afrika Birliği ile Afrikalı STK’lar arasındaki diyaloğun tesisinde önemli bir konumda bulunan örgütün organlarından Afrika Birliği Ekonomik, Sosyal ve Kültür Konseyi (ECOSOCC), STK’ları buluşturan bir lider ve sorunları dile getiren bir nevi medya organı olarak tanımlanırken, STK’ların temsil ettikleri misyonun çok önemli olduğu, bu kuruluşların başarılı olmaları için inanarak çalışmaları gerektiği, bunun için de bir takım standartların belirlenmesinin yeterli olmayacağı, dolayısıyla daha donanımlı yönetimlere ve personele gerek duyulduğu belirtildi.
Su ve sağlık konularının gerek iyi bir yaşamın tesisinde gerekse ülkeler arası ilişkilerde önemli birer unsur oldukları, dünya genelinde 1,1 milyar insanın temiz sudan yoksun olduğu, 2,6 milyar insan da yeterli hijyen ve sağlık koşullarına sahip olmadığı, bu nedenle su ve sağlık konusuna daha fazla önem verilerek halkların bu konularda bilinçlendirilmesinin önemi vurgulandı.
Toplantıda TASAM Afrika Enstitüsü’nün 14–16 Ağustos 2008 tarihlerinde icra edeceği Türk-Afrika STK Forumu’nun, Türkiye ile Afrika halkları arasındaki ilişkilerin gelişimine olumlu yönde etki edeceği, Afrika Birliği’nin ve kıtanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarının böyle bir girişimi büyük memnuniyetle karşıladıkları, bu vesileyle Türkiye’den çeşitli STK’larla da işbirliği yapma konusunda istekli oldukları ifade edildi. TASAM Afrika Enstitüsü’nün gelecek toplantılara da katılımının işbirliği sürecinde oldukça büyük bir önem arz ettiği kaydedildi.
Afrika’nın bir takım güçlüklerle karşı karşıya bulunduğu, insanların temiz suya ulaşmaları, sağlıklı bir çevrede yaşamlarını sürdürülebilmeleri için yasal bir platforma ihtiyaç duyulduğu, buna karşın insanların çoğu kez yaşam şartlarının iyileştirilmesine yönelik talepte bulunma fırsatına sahip olmadıkları, STK’ların bu konuda önemli misyonlar üstlendikleri, birçok kuruluşa kıyasla gerekli pratiğe sahip oldukları, su ve sağlık koşullarının iyileştirilmesinin de kalkınmanın en temel göstergesi olduğu bildirildi.
Afrika’nın ihtiyaçlarını gidermeye yönelik politikaların 90’lı yılların sonundan itibaren değişmeye başladığı, artık hükümetlerin bir takım yetki ve rollerini STK’larla paylaştıkları, bunun da işbirliği ve diyalog ortamının gelişimine yardımcı olduğu ancak bu konuda dış desteklere de ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılmasında su ve sağlık konusuna öncelikle önem verilmesi gerektiği, çünkü bu konunun yoksulluğun azaltılması, insani kalkınma ve ekosistem yönetiminde ciddi bir önem arz ettiği, su ve sağlığın insanlar için temel bir hak olduğu ve bu alanlarda yatırımların arttırılması gerektiği ifade edildi.
Toplantı sonunda sunulan rapor taslağı katılımcı STK’lar tarafından kabul edilirken, suyun yaşam kaynağı, sağlık koşullarının ise insanlık onuru olduğu, Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin başarıya ulaşması için yetersiz olan ödeneklerin arttırılmasının, politikalardaki eksikliklerin giderilmesinin ve çeşitli aktörler arasında kapasite geliştirilmesi konularına ağırlık verilmesinin önemi üzerinde duruldu. STK ve Afrika temsilcilerinin teşekkür konuşmalarının ardından ise program sona erdi.
18-21 2008 Ağustos tarihlerinde Cumhurbaşkanlığımızın ev sahipliğinde ve Dışişleri Bakanlığımızın organizasyonunda düzenlenen Türkiye Afrika İşbirliği Zirvesi’ ne paralel olarak düzenlenen, 14-16 Ağustos 2008 tarihlerinde TASAM tarafından Afrika’dan 45 ülkenin katılımıyla gerçekleşen Türkiye Afrika STK Forumu ve sonunda yayınlanan İstanbul Deklarasyonu ile kurulması kararlaştırılan USTKİP Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları İşbirliği ve Kalkınma Platformu’nun dört dilde yayın yapacak web portalı, kısa sürede yoğun çalışmalar sonucunda yayına girdi.
Sitenin hayata geçmesiyle zirve sonrası sivil kanalların etkin yönde çalışması için en önemli aşama kurumsallaştırılmış oldu. Afrika ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada sayıları giderek artan sivil toplum kuruluşları arasında sürdürülebilir gelişim, birlik ve koordinasyonu sağlamanın USTKİP’in temel amacı olduğunu belirten TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, “USTKİP; Türkiye’de uluslararası çapta hizmet veren sivil toplum kuruluşları ile Afrika’da ve tüm dünyada hizmet veren sivil toplum kuruluşlarının paylaşım ve dayanışma içine girerek, bölgelerinde ve uluslararası sahada daha etkin olabilecekleri, etkileşimlerde bulunabilecekleri bir platform olarak tasarlanmıştır” dedi. Bu amaç doğrultusunda USTKİP; ilgili sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin sınıflandırılması, metodoloji standartlarının oluşturulması, kapsam ve kapasitelerinin artırılması, uluslararası ilişkiler, sosyal yardım, bilim, kültür, eğitim, sağlık, çevre, üretim, yatırım, teknoloji gibi alanlarda iş birliği yapabilmelerine zemin oluşturacak bir platform olarak düşünülmelidir. Söz konusu platformda yeni etkileşimler inşa etmek adına dünyanın dört bir yanından sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelebileceği USTKİP’in web portalı olan www.ustkip.org ’un bugün yayına girdiği bildirildi.
Şensoy: “USTKİP’in bölgesel problemlerin çözümüne küresel iş birliği ile katkı sağlanması maksadıyla bütün sivil toplum kuruluşları arasındaki dayanışmayı geliştirecek bir proje olduğunu” belirtti.
Şensoy, projenin önemini şöyle özetliyor: “Kurulan platform ve iletişim ağı, sivil toplum kuruluşları arasında hem devlet hem de sivil toplum boyutunda, bölgesel ve küresel ölçekte meydana gelen siyasi, sosyo-kültürel ve iktisadi gelişmelerin yakından izlenmesini, sahip olunan bilgilerin paylaşılarak birlikte değerlendirilmesini, güncel ve geleceğe dair yapıcı diyalog ve ortak projelerin geliştirilmesini kolaylaştıracaktır.”
Bu bağlamda, sivil insiyatifin hızla geliştiği bir konjonktüre paralel olarak işbirliği ve bilgi akışının sürekliliğini sağlayacak böyle bir platform ve networkun oluşumuna önayak olacak USTKİP, ortak projelerin üretilmesine zemin hazırlamayı hedefliyor.
Projenin koordinatörü ve uygulayıcı kurumu TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi)’dır.
https://www.ustkip.org
Dışişleri Bakanı Ali Babacan da 27- 28 Haziran tarihlerindeki Afrika Birliği Bakanlar Konseyi toplantısına katılarak, bu yıl 18- 21 Ağustos tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi’ne ilişkin temaslarda bulundu.
Zirvede suyun ve sağlığın, Afrika’nın MKH’ye ulaşabilmesinde büyük önem arz etttiği belirtilirken, buna karşın söz konusu hususlara ilişkin politikaların ve finansal kaynakların yetersiz olmasının, kıta ülkelerinin öncelikli sorunları arasında yer aldığı ifade edildi.
Su ve sağlık, Afrika’nın sürdürülebilir kalkınmayı yakalayabilmesinde kilit öneme sahip hususlar olarak bilinmekle birlikte, insanlar için temel bir haktır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25. maddesinin 1. fıkrasında “herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.” ifadesi yer almaktadır.[1]
Temiz ve güvenilir su kaynaklarının eksikliği, kıtadaki sağlık koşullarının seyrini doğrudan etkilemekte, her yıl çoğunluğunu çocukların oluşturduğu daha fazla sayıda insan söz konusu yetersizliklere bağlı olarak yaşamını yitirmektedir.
2005 yılında açlık, hastalık ve çatışmalar nedeniyle hayatını kaybeden çocukların sayısı 11 milyon olmuştur. Bu da her üç saniyede bir çocuğun ölmesi anlamına gelmektedir. Yine AIDS, Afrika’da günde 6,600 can almakta ve her 5 AIDS hastasından yalnızca biri tedavi görebilmektedir.[2]
Toplam nüfusu 1 milyara yaklaşan Afrika kıtasında 300 milyonun üzerinde insan temiz su kaynaklarından yoksun iken, 400 milyonun üzerinde Afrikalı da yeterli sağlık koşullarından uzak bir ortamda yaşamlarını sürdürebilme mücadelesi vermektedir.[3]
Günümüzdeki mevcut gelişim göstergelerine bakıldığında, Sahra altı Afrika’nın su konusunda 2040’a kadar, gerekli sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusunda ise 2076’ya kadar Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne ulaşamayacağı görülmektedir. Söz konusu göstergeler, kıta ülkelerinin içinde bulundukları durumun ciddiyetini gözler önüne sermektedir.
İnsanoğlunun en temel haklarından olan su ve sağlık konularında kıta ülkeleri, dış desteklere önemli ölçüde ihtiyaç duymaktadırlar. Zirvede bu alanlardaki yatırımların arttırılmasının önemi bir kez daha vurgulanırken, gayrisafi yurt içi hasılaların minimum %2’sinin mevcut koşulların iyileştirilmesi için söz konusu alanlara tahsis edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Kıta genelindeki genel duruma paralel olarak özellikle kırsal alanlarda bu eksiklik daha fazla hissedilmekte ve yatırımların özellikle bu bölgelerde arttırılmasının önemi vurgulanmaktadır. Dolayısıyla su ve sağlık, kalkınmaya yönelik tüm çalışmalarda merkezi noktada yer almalı, aynı zamanda eğitim ve çevre gibi doğrudan bağlantılı sektörleri de içermelidir.
Afrika’da su ve sağlık alanlarında güvenliğin sağlanması için finansal mekanizmalardaki eksikliklerin giderilmesinin yanı sıra bu alanlarda yasal çerçevelerin oluşturulması ve siyasal reformların uygulanması gerekmektedir. Bu doğrultuda, kıtadaki idari teşkilatlarla, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar arasındaki zayıf koordinasyonun güçlendirilmesi ve halkın bu konularda daha fazla bilinçlendirilmeleri büyük önem arz etmektedir.
[1] İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
[2] Küresel ve Bölgesel Sorunların Türkiye ve Afrika Ülkelerine Yansımaları, TASAM Yayınları, Stratejik Rapor, No:19, Mayıs 2007, s.7
[3] Statement of civi society organizations to the African Union Heads of State Summit, June 30th, 2008, Draft Report